Friday, January 18, 2013

Kirpi yavrusunu pamuğum diye sever.

Her anne babaya mutlaka yavrusu çok tatlı, çok muhteşem geliyor. Ancak ilginç olan şu ki, anne baba çocuklarının herkes tarafından muhteşem bulunduğunu ve bunun çok doğal olduğunu zannediyor; özellikle ilk yıllarda.
Dün bir arkadaşım bebeğiyle birlikte bizdeydi. Arkadaşımın bebeği 7 aylık bir erkek. Zehra ise 11 aylık. Misafir bebeğin ne kadar hareketli olduğunu görünce küçük bir şok yaşadım. Benim her şeyiyle muhteşem aşkitom meğer pek hımbılmış :) Misafir bebek oraya atlıyor, yuvarlanıyor neyi almak isterse ulaşmak için çaba sarf ediyor. Bizim kız ise her istediğine oturduğu yerden el işaretiyle birlikte "gel" diyor. Haliyle istediği şey gelmeyince de bana kaş göz işareti yapıyor :)
Şaka bir yana Zehramın çok hareketli olmaması tabii ki onun karakteri ile de alakalı. Sağlıklı olduğu sürece önemli de değil. Benim şaşırdığım konu kendi duygularım. Zehra'nın her şeyiyle çok harika bir bebek olduğuna öyle inanmışım ki (bana sorsanız çok gerçekçi bir anne olduğumu söylerim) aslında çok da hareketli bir bebek olmadığını görmek beni çok şaşırttı. :)
Zehra büyüdükçe kendi kişiliğine uygun davranmaya başlıyor aslında. Bu noktada devreye Adem Güneş'in "Çocukluk Sırrı" kitabında da bahsettiği çocuğumun nasıl bir insan olacağını izleme süreci başlıyor. Bizler anne babalar olarak gözümüzün önündeki pembe gözlükleri kaldırıp çocuğumuza mantıklı gözlerle bakmalıyız. Her ne kadar bebeğimiz bizim canımızsa da o, farklı bir birey. Onun içgüdüleri bizim istediğimiz insan olmayı değil, kendi dna'sını uygulamayı söylüyor. Burada biz ebeveynlere düşen görev ise çocuğumuzu keşfetmeye çalışmak ve sonrasında da hayat yolculuğunda ona rehber olmak.

1 comment:

  1. Çocuklarımızı keşfetmeye devam ediyoruz... Genel şablonu tanığımızı düşünsek bile, keşfetmenin sonu yok. Her durumda çocuklarımızı "pamuğum" diyerek seviyoruz....hem de kalbimizin derinliklerinden dışarı doğru açılan tomurcuklar gibi ...

    ReplyDelete